Rejime Rağmen: İran

Başlık sizi korkutmasın… Yaklaşık bir ay önce bir sabah uyandım ve Van’da görev yapan bir arkadaşımla konuşurken Van Gölü Ekspresine binerek onu ziyaret etmeye karar verdim. 14 Ekim için Ankara’dan Tatvan’a tren biletimi alarak, 15’inde Van’a vardım. Öncesinde Van’dan İran’a geçmenin ne kadar kolay olduğunu bildiğim için pasaportumu da yanıma almıştım ama yine de emin değildim, gitmeli miydim? Karar verdim evet gitmeliydim, senelerdir merak ettiğim rejim ile yaşamalı, kadınları dinlemeli, nasıl yaşadıklarını görmeliydim.

İran’a Nasıl Gidilir

Van merkezinden Kapıköy-Razi sınır kapısına otostopla bir kaç saat içinde ulaştım çünkü yol yaklaşık 100 km. Eğer toplu taşıma tercih etmek isterseniz de Van otogarından İran’ın Tebriz şehrine kalkan dolmuşlarla yaklaşık 5-6 saatte ulaşabilirsiniz. Otostopla kapıya vardıktan sonra Türk ve yaya olduğum için kapıdan kolaylıkla geçtim. Karşıya geçtikten sonra sizleri bir grup taksici ve para değişimi yapmayı teklif eden bir kitle karşılıyor, giderseniz korkmayın 😀 İran’da benzin oldukça ucuz olduğu için taksiler ile oldukça ucuza seyahat edebilirsiniz ama yine de pazarlık yapmanızı şiddetle tavsiye ederim ki sınırda bence kesinlikle yapmalısınız. 🙂

Ben sınırdan geçtikten sonra da sınıra kadar geldiğim kişiyle Qotur’a kadar devam ettim ve oradan taksiyle Khoy şehrine gittim. Taksi ile, benim için beni oraya kadar götüren kişi pazarlık yaptı ve normalde 15.000 tümen verecekken bu pazarlık sonucunda bunun yarısını ödeydim. 🙂 Khoy şehrine vardığımda ise artık yavaş yavaş akşam oluyordu ve daha önce Tahran’da ayarladığım coucha ulaşabilmek için önce bir sim kart sonra ise otobüs bileti aldım. Khoy şehrinden Tahran 800 km, otobüs bileti için 64.000 tümen isteyen kişiyle pazarlık sonucu bu bileti de 50.000 tümene aldım, dediğim gibi pazarlık önemli 😀

Şimdi tabi sizin için 7.000 ya da 50.000 tümen anlamsız o yüzden size çok kısa bir matematikle anlatacağım:) İran’a geçmeden önce Van’da bir döviz bürosundan 1 TL karşılığında 2.400 Tümen aldım, yani Khoy’dan Tahran’a gitmek için ödediğim 50.000 Tümen’in TL karşılığı 20 TL 80 Kuruş 🙂 Akşam 8’de bindiğim otobüsten sabah 6’da Tahran West Terminalde inerek yolculuğumu tamamladım.

Yolculukla ilgili vereceğim 3 önemli detay şu;
1-İran’da yollar biraz bozuk,
2-Otobüsler Türkiye’den daha rahat eğer VIP tercih ederseniz ki söylediğim fiyat VIP otobüs için.
3- Bir diğeri ise mola anlayışları biraz değişik kafalarına göre yolun ortasında durabiliyorlar:) Fakat yine de söyledikleri zamanda terminale ulaştılar.

İran’da ana dil Farsça fakat ülkede çok fazla Azeri kökenli Türk var o yüzden bir taksiye bindiğinizde ya da birisine adres sorduğunuzda bu kişinin Azeri Türk’ü olma olasılığı çok yüksek.Bu Tebriz’de daha da çok başınıza gelecektir. 🙂

Tahran

İran’ın başkenti… Aklında nasıl kaldı derseniz, baktığınızda Tahran yapısıyla Türkiye’den bir 30 yıl gerisinde duruyor, binalar, otomobiller…Ama insanlar öyle açık fikirli, öyle ileri görüşlü, öyle yardımsever ki anlatamam… Tahran’da evlerinde kaldığım couchlarım Nazi ve Said, 40 yaşlarında evli bir çift. Nazi ressam Said ise mimar, ikisi de bisikletçi. 6 sene önce bisikletleri ile İran’dan çıkarak Ermenistan üzerinden Türkiye’ye gelmişler. Türkler’i ve Türkiyeyi çok seviyorlar ve beni çok iyi ağırladılar. 3 gün Tahran’da Nazi-Said ve onların arkadaşlarıyla vakit geçirdim. Gezdik, dolaştık,yemek yedik, sohbet ettik, ev partisine katıldık.. Bu sayede kültürü yakından görme ve yaşayışlarını gözlemleme fırsatım oldu.

İran şeriatla yönetildiği için maalesef kadınlar ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyor. Mesela İranlı bir kadın baba evindeyse babasının, evli ise kocasının izni olmadan pasaport sahibi olamıyor ve ya bir işte çalışamıyor. İran’ı ziyaret ettiğinizde kanunlar gereği başınızı örtmeniz gerekiyor fakat bu kural çok sıkı işlemiyor. Aklınıza çarşaf falan giymek gelmesin ama yine de her yerinizi ve başınızı kapatacak bir kıyafet ile sokakta dolaşmalısınız. Konuştuğum bir çok kadın kapanmak istemiyor hatta Müslüman bile değilken kanundan dolayı kapanmak zorunda.. Bir çoğu bu kuralı protesto ettiği için ya da kıyafetinden ötürü bir çok kez karakola götürülmüş ve cezalandırılmış. İçlerinde para cezası ödeyen de var, kırbaçlanan da… Ama hepsi aynı şeyi söylüyor “İran çok yakında değişecek ve biz takmak istemediğimiz baş örtüsü için zorlanmayacağız!”

Ev partisi… Nedir bu ev partisi? İran’da gece kulübü yok, alkol satışı ve kullanımı yasak amaaa 🙂 Ev yapımı alkoller ve partiler ile İranlılar bu sorunu da çözmüşler. Katıldığım partide 10-15 kişiydik. Herkes evinde hazırladığı bir yiyecekle partiye katılıyor, müzikler çalıyor, danslar ediliyor ve bu yemekler yeniyor. O akşam benim içim oldukça eğlenceli ve güzel bir deneyim oldu diyebilirim.

Tahran’da görmeniz gereken yerleri onlarca gezi bloggerının anlattığına eminim ama ben bu yazıyı size bu müzeyi gezin, bu sarayı ziyaret edin demek için yazmıyorum. Ben sizlere rejimin gölgesinde kalmış ama haklarına sahip çıkmak için cesurca mücadele eden kadınları ve yanlarında duran erkekleri göstermek istedim. İranlıların bizden bir farkı olmadığını, onların da eğlendiğini, yaşadığını bilin istedim. İran yönetimi ile İran halkının farklı olduğunu ve İranlılardan korkmanıza gerek olmadığını anlatmak istedim.

Rejime rağmen İran’ı ziyaret edin ve İranlılarla sabaha kadar eğlenin! 🙂

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here