Bugün tarihi yapılarıyla bizi büyüleyen, Dünya’nın en güzel müzelerinin bir arada olduğu, klasik müziğin ana vatanı Viyana’dan bahsedeceğiz.
Müziğin şehri, aynı zamanda hayaller şehri olarak da bilinen Viyana Avusturya’nın başkentidir. Bu şehir tarihin içinde yaşayan şanslı bir kent aynı zamanda. Şehir sadece müziği, sarayları veya müzeleri ile ünlü değil. Aynı zamanda kahve kültürü ve lezzetleri kekleri ile de adından söz ettiriyor.
Klasik müziğin Viyana’dan Avrupa’ya yayıldığını bilenleriniz vardır. Opera bu şehirde çok ön planda. Seyahatinizde dinlemek isterseniz biletlerin peşinden koşmanız gerekecektir 🙂 Biletler pahalı olduğundan daha uygun fiyatlı bir alternatif olarak ayakta girişi söyleyebilirim.
Viyana gezinize şehrin tam göbeğinde bulunan Stephansdom Katedrali’den başka bir yerde başlamamalısınız bence. 13. yy’dan kalma bir katedral burası, şehir yönetiminde olan bazı değişikliklerinden dolayı zamanında mimarisinde ufak değişmeler olmuş. Klasik müziğe ilgili olanlar için ufak bir ek bilgi vermek istiyorum. Mozart bu katedralin içinde mum ışıkları eşliğinde evlenmiş. 343 basamağı tırmanırım diyen olursa eğer çan kulesine çıkabilir, 4 euro gibi bir ücret ödeyerek Viyana manzarasını izleyebilir 🙂
Şehri yürüyerek gezmekten yorulursanız eğer fayton ile veya 10 euro bedel ödeyerek bisiklet ile turlayabilirsiniz. Benim tercihim bisiklet tabiki, kiralayacak yer bulmak biraz uğraştırıyor fakat buna değiyor 🙂
Viyana halkının kültürünü yansıtan her köşe başında bulunan kahvehanelerde duraklamayı da unutmayın derim. Asırlık kahvehaneler listenizin başında olmalı 🙂
Kahve kültürünü anlatırken aslında en önemli bilgilerden biride şu ki; kahve buraya Osmanlı kuşatması ile birlikte gelmiş ve Türkler bu şehri terk ederken arkasında çuvallar dolusu kahveyi bırakarak gitmiş. Viyana buna sahip çıkarak bu kültürü başlatmış.
Kahvenizin yanında tadabileceğiniz buraya özgü lezzetleri de söylemeden geçmeyelim; ApfelStrudel. Hamurun içinde elma püresi, tarçın ve pudra şekeri birleşimi ile oluşan bir lezzet. Benim damak tadıma uymadı ama bu üçlüyü bir arada sevenler deneyebilir 🙂 Ünü tüm dünyaya yayılmış bir lezzette var ki onu atlamayalım, benim gibi tatlıda çikolata arayanlardan iseniz Sacher Torte size uygun bir lezzet olabilir.
Klasik müzik dedik, opera dedik ve aklınızdan burası pahalı bir şehirdir diye geçmiştir mutlaka. Evet pek uygun fiyatlara sahip bir şehir denilemez fakat alternatifleri çok. Biraz arayarak bütçenize uydurabilirsiniz. Çeşitli indirimlerden faydalanmak için buraya özgü olan kartlardan edinebilirsiniz. Öğrenci iseniz buna gerekte kalmayabilir, aklınızda bulunsun. Ve tabiki kart almaya karar verirseniz internetten almanız daha avantajlı. Eğer yok ben bu kartlardan edinmeyeceğim derseniz günlük metro bileti için 8 euro gibi bir bedel ödemelisiniz. (Aldığınız kartlara metro ulaşımı ve müze girişleri dahil oluyor.)
Ben bu gezime birazda eğlence katayım derseniz metro ile ulaşım sağlayabileceğiniz bir eğlence parkı önereceğim size; Prater Eğlence Parkı. İçerisinde bulunan dönme dolap Avrupa’nın en büyüklerinden. Diğer eğlence aletleri ve rengarenk süslemeli alışveriş dükkanlarıda alternatifleriniz olabilir. Bilet alınan bölümde parktaki aletlerin maketleri bulunuyor. Buraya göz atarak hem park hakkında hemde Viyana hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Müziğin ve mimari şölenin bir arada olduğu bu şehirde büyük bir festivalde olmalıydı değil mi? Evet haziran ayından eylül ayına kadar uzanan büyük bir açık hava festivaline ev sahipliği yapıyor Viyana. Müzik ve Film Festivali. Festival alanında dünyanın her bir köşesinden gelmiş lezzetlerin bulunduğu standlar oluyor. Özel film gösterileri ve canlı müzik gösterileri ile de ortam hareketleniyor. Akşam saatlerinde olan büyük gösteriler ise yoğun talep görüyor. Yani yine elinizi çabuk tutmanız gerekiyor 🙂
Viyana kültürü ve görülecek yerleri ile öyle zengin bir şehir ki, öyle 2-3 günde gezerim denilebilecek bir şehir değil. Eğer tek tek anlatmaya kalkarsam da sıkılabilirsiniz bu sebepten bir liste ekleyeceğim araştırarak rotanızı belirleyebilirsiniz.
*Kunsthistorisches Museum (Giriş 14 Euro, Öğrenci 11 Euro)
*Naturhistorisches Museum (Giriş 10 Euro, Öğrenci 5 Euro)
*MUMOK (Giriş 11 Euro, Öğrenci 7 Euro)
*Leopold Museum (Giriş 12 Euro, Öğrenci 8 Euro)
*Albertina Museum (Giriş 13 Euro, Öğrenci 8,5 Euro)
*Sigmund Freud Museum (Giriş 9 Euro, Öğrenci 6,5 Euro)
*Kunsthalle Wien
*Hofburg Sarayı (Giriş 12,50 , Öğrenci 11,50)
*Schönbrunn Sarayı
*Belvedere Sarayı
*Hundertwasserhaus
*Kunst Haus Wien
*Parlamento Binası
*Rathaus
*Karlskirche
*Anker Saati
*Avusturya Ulusal Kütüphanesi
!!!! UYARI:
Viyana’da gün erken bitiyor. Gece geç saatlerde çıkıp birşeyler yiyeyim, bir kahve içeyim derseniz ve özellikle merkezde değilseniz işiniz zor. “Galiba aç kalacağım” diye düşünürken açık bulduğunuza sevineceğiniz sokak lezzetlerinden edinip kendinizi Tuna nehri kenarında merdivenlerde yemeğinizi yerken bulabilirsiniz benden söylemesi, bunun keyfide ayrı tabi 🙂
Bu arada şunu söylemeden geçmeyelim; şu aralar araştırmalarımda Bratislava, Salzburg ve Hallstatt var. Bu bölgelere Viyana’dan ulaşım sağlanıyor. Araç kiralayarak, trenle veya otobüsle ulaşımı sağlayabilirsiniz. Viyana seyahati için minimum bir hafta ayırıp bu bölgelerede uğramalısınız sonra ben burayı niye duymadım niye gitmedim diyeceğinizden eminim fırsatınız varken değerlendirin 🙂
Yeni yazılarda görüşmek üzere, unutulmaz seyahatler diliyorum…