Bu Hafta Sonu Komşudayız

Zeus Tapınağı'na tepeden bakış

Merhaba, bugün sizleri komşumuz Yunanistan’ın başkenti Atina’ya götürmek istiyorum. Atina, Eski Yunan medeniyetinin merkezi. Aslında mitolojinin doğduğu, birçok devlete ev sahipliği yapan dünyanın kültür başkenti. İsmi, koruyucusu olan savaş tanrıçası Athena’dan gelmektedir. Mitolojide Atina şehrine ismin verilmesi tanrılar arasındaki müsabaka sonucu olmuştur. Denizler tanrısı Poseidon şehre sahip olabilmek için üç dişli yabasını kayaya vurmuş ve vurduğu yerden at ortaya çıkmış, bazı söylencelere göre de su kaynağı fışkırmıştır. Bunun üzerine Zekâ tanrıçası Athena, yaldızlı mızrağını yavaşça yere dokundurmuş, oradan dalları pıtrak gibi olgun meyvelerle dolu gümüş yapraklı güzel bir zeytin ağacı bitmiştir. İnsanlar zeytin ağacını daha yararlı bulup beğendiklerinden şehir Atina adını alıp Athena’nın olmuştur.

Atina’ da İki Günde Gezilebilecek Yerler

Akropolis: Buralara kadar gelmişken Akropolis’e gitmemek olmaz. Aslında Atina demek Akropolis demek. Şehri olası saldıralardan korumak amacıyla Atina’nın en yüksek yerine kurulan, “ Yukarıda Bulunan Şehir” anlamına gelen Akropolis’in tarihi M.Ö 5. yy kadar dayanıyor.Olası saldırılardan savunulması kolay olduğu için bu bölge tarih boyunca önemini hiç kaybetmemiş.Akropolis tapınağı, şehrin geleceği hakkında alınacak kararlarda tüm yerlilerin toplanması ve kararları oylamasıyla tanındı ve demokrasinin doğduğu yer olarak bilindi. Bölgenin adı Akropolis büyük yapının adı ise Parthenon’dur. Yunan mimarisinin en büyük eseridir Parthenon. Yılın hangi ayında giderseniz gidin her zaman restorasyon altındadır… Bu arada Akropolis’e tırmanırken ağaçlardan düşen zeytinler size yol arkadaşlığı yapacaktır 🙂
Akropolis ve içerisinde bulunan müzelere girmek ücretli. Bilet ücreti 20 Euro tüm alanlar ise 30 Euro. En az yarım gün ayırmanız gerekiyor.

Monastıraki Meydanı: Şehir merkezinde yer alır. 24 saat yaşamın devam ettiği meydandır. Çevresinde onlarca dükkan, restoran, kafe, taverna ve tarihi alanlar bulunuyor. Hediyelik eşya almak isterseniz bu meydan çevresinde uygun fiyatlı bulabilirsiniz. Gündüzü ayrı güzel, gece ayrı güzel Akropolis manzarasını izleyebilirsiniz. Osmanlı’dan kalma bir de camii bulunuyor. Osmanlı izlerini en fazla bu meydanda hissedebilirsiniz.

Ermou Caddesi : Syntgma (Anayasa) Meydanı’ndan başlayan, Monastıraki Meydanı’na kadar uzayan yüzlerce markanın bulunduğu, İstanbul İstiklal Caddesi’nin Atina’daki karşılığıdır. Kısacası alışveriş caddesidir. Mimari olarakta size İstiklal Caddesi’ni anımsatacaktır. Markaların yanı sıra antikacılar, ikinci el kıyafet vb satan dükkanları da bulabilirsiniz.

Kolonaki: Şehrin en zengin mahallesi. İstanbul’un Nişantaşı’sı gibi. Şık restoranlar, konsept kafeler, lüks mağazalar yer alıyor. Bütçeniz yeterliyse şehrin kalabalığından kaçmak için birebir.

Syntgma (Anayasa) Meydanı : Atina’nın en ünlü noktalarından biri.Yunanlıların Taksim Meydanıdır. Ulaşım açısından şehrin kalbinde yer alır. Parlamento binası bu meydan da yer alır. Milli üniformalarıyla nöbet tutan askerlerle, şehre gelen ziyaretçilerin bol bol fotoğraf çektirdiği yer. Meclis binası önünde her saat başında nöbet değişimi şehirde takip edilesi etkinliklerdendir. Ponponlu kırmızı ayakkabıları ve pileli etekleriyle dikkat çeken askerlerin kıyafetleri 1821-1828 yılları arasında yaşanan bağımsızlık savaşında kullanılan kıyafetlerin aynısıdır. Önemli bir olay olunca da halk burada toplanıyor.

 

Pire Limanı: Bu limandan adalara feribotla seyahat edebilirsiniz. Çok fazla sefer var. Yerlisi, turisti, sığınmacısı herkes bu limanda bu sebepten sürekli kalabalık.

Plaka: Atina’nın en eski mahallelerindendir. Akropol’un kıyısında, Neoklasik mimariyle bezelidir. Çok sayıda dar ve şirin sokaktan oluşur. Tavernalarıyla meşhurdur. Osmanlı zamanında Türk mahallesi olarak biliniyormuş. Şehrin yerlileri ve turistleri tarafından özellikle akşam saatlerinde tercih edilir. Kendinizi Bozcaada ya da Alaçatı’da hissedebilirsiniz.

Anafiotika :Akropolis’in eteklerinde yer alır.Yunan adalarındaki evleri anımsatan yapıları ve sokakları çok güzeldir. Bembeyaz badanalı evler, daracık taş sokaklar, çiçekler ada mimarisini yansıtır. Bu bölgede fotoğraf çektirmek için çok fazla nokta var.

Mili Park: Bunaltıcı sıcak havadan kaçıp nefes almak için şehrin göbeğinde yer alan nokta. Devasa palmiyeleri, renkli turunç ağaçları, ünlü kişilerin büstleri, yürüme yolları ve küçük hayvanat bahçesiyle Atina’da gezilecek yerlerin başında yer alır.   Yunanistan’ın ilk kraliçesi Amalia tarafından düzenlenmiş,

Zeus Tapınağı: M.Ö 6. yy’da başlanan bu devasa tapınağın yapımı Hadrian tarafından tamamlanmış. 104 sütun varmış fakat 15 tanesi ayakta kalabilmiş. Yunanlıların en büyük tapınağıdır. Zeus’a adanmıştır. Hadrian Kapısı ise hemen yanı başında yer alır. Roma İmparatoru Hadrian’ın şehre varışını kutlamak için yapılmıştır.

Yeme-İçme, Ulaşım ve Konaklama

Yüksek döviz kuruna rağmen, Atina yeme-içme konusunda oldukça uygun. Ulaşım konusunda ise oldukça pahalı.
Ulaşım olarak; Elefterios Venizelos havaalanından, X95 otobüs hattıyla şehir merkezine Syntgma Meydanı’na ortalama 40-50 Dakikada gidebilirsiniz. 15 Dakikada bir kalkıyor. Tam:6 Euro İndirimli 3 Euro. Elefterios Venizelos havaalanından,mavi metro hattıyla birçok bölgeye ulaşabilirsiniz. 40 Dakika kadar sürüyor. Her 25 Dakikada bir sefer var. Tam:10 Euro İndirimli:5 Euro.
Şehirde her yer yürüme mesafesinde. Yürümeyi sevmeyenler için çok yaygın metro ağı ve otobüsler var. Atina’yı gezmek eşittir yürümek demek.
Konaklama için Omonia bölgesini tercih edebilirsiniz.Aslında Atina’nın en sorunlu bölgelerinden biri.Ama konaklama için oldukça uygun. Ulaşım olarak rahat. Fakat çok sayıda evsiz var. Madde kullanan insanlara sıklıkla rastlayabilirsiniz. Ayırca konaklama için otel yerine hostel ya da ev kiralamayı düşünebilirsiniz. Otellerin ortası yok. Ya çok lüks ve pahalı ya da çok bakımsız ve yine pahalı. Ev kiralarsanız eğer; hem uygun fiyatlı hemde temiz şehrin merkezinde çok fazla bulabilirsiniz. Bizim otel serüvenimiz baya maceralı geçtiğinden ev kiralamıştık. “Athensbnb” tavsiye edebilirim. Michalis Piglis isminde biri bize yardımcı olmuştu.  Michalis Bey, ellerinde siyah çöp poşetleriyle bize yardıma geldiğinde ufak çaplı korku filmi sahneleri kafamızdan geçmedi değil. Kuzenlerimin kimliğinde İzmir yazısını görüp de Symrna deyip gülümsemesi bize derin bir ohh çektirdi 🙂 2 gece 2 Gün için toplamda 90 Euro ödedik ve çok memnun kaldık.
Yemek konusuna gelince; restoranlar kafeler tıklım tıkış.Ekonomik kriz devlet düzeyinde. Halkın günlük yaşantısını çok fazla etkilememiş. Belirtmekte fayda var birçok yerde kredi kartı geçmiyor. Tüm alışverişler nakit.
Restoranlardaki garsonlar Türkçe’ye oldukça hakim.Yemeklerimizin isimleri ve tatları birebir bizimle aynı. Kahveler 1 Euro ya da 2 Euro. Dönerler ise 2 Euro ya da 3 Euro. Sokakta satılan çörek, simit gibi ürünler genelde 2 Euro. Marketlerde genelde kirazlı ürünler var; kirazlı çikolatalar, reçeller…
Monastıraki Meydanı’nda Misafir Restoran’ı tercih edebilirsiniz. Türk olduğunuzu öğrenince size çok samimi davranacaklardır. Biz Gümülcineli bir garsonla tanışmıştık. Yemeği kendi elleriyle yedirmediği kalmıştı 🙂

Küçük İzmir’i andıran bu sıcak şehirde asla yabancılık çekmezsiniz. Akdeniz insanı olmaları sebebiyle oldukça sıcak ve samimiler.Bazı kelimeler, yemekler, müzikler size çok tanıdık gelecektir.Kendi aranızda konuştuğunuzda Türk olduğunuzu anlıyorlar. Türkiye’den geldiğinizi öğrenince size çok ilgili davranacaklardır.Çok fazla İstanbul göçmeni var. Çok iyi Türkçe biliyorlar. Onlarla sohbet etmek çok keyifli. Şüphesiz size İstanbul’u soracaklar ve gözleri dolacaktır.
Hem Avrupa’nın hem Türkiye’nin karışımı olan bu sıcacık akdeniz şehrinde çok keyifli haftasonu geçireceğinizden eminim.Sokaklarında yürürken, portakal ve limon ağaçları size eşlik edecektir. Her köşe başında rastladığınız canlı müzik ve buzuki şöleni hem kulağınıza hem kalbinize hitap edecektir. Hatta gün sonunda kendinizi dının… dının… dınınınınınınnn… dının… dının… diye mırıldanırken bulabilirsiniz.
Çok fazla tarihi mekana ev sahipliği yapan,hep etkinlikleri-konserleri olan, sporun önem taşıdığı, hareketin ve enerjinin hep yüksek olduğu bu şehre geldiğinize asla pişman olmayacaksınız. Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim 🙂

Akşam Monastıraki
Hadrian Kapısı
Hadrian Kapısı

Herodes Tiyatrosu

Zeus Tapınağı’na tepeden bakış

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here