Aslında En Güzeli Keşfedilmeyi Bekleyen Sokakları: Paris

Ben Paris’i merak etmiyorum diyen var mıdır acaba ? Bence yoktur, varsa bile dili bunu söylese de içten içe merak ediyordur 🙂 Dünya’nın her bir yanından turist akınına uğrayan bu şehri merak etmemek elde değil.

Seine Nehri’nin yanına kurulu bu şehir, “Işıklar Şehri” olarak da anılıyor. Geceleri ışıklandırma ile adeta bir görsel şölen oluşuyor. Birçok kişi tarafından Dünya’nın en güzel şehri olarak görülüyor. Bakalım bence öyle mi ?

Alexandre III Köprüsü

Paris deyince akla ilk romantik bir şehir oluşu geliyor. Yıllardır hepimize böyle anlatıldı. Bizde öyle olduğunu kabul ettik veya inandık.

Şehirde keşfedilmeyi bekleyen birçok yer var. Bunlardan ilk bahsetmek istediğim Eiffel Tower (Eyfel Kulesi). Şehrin belki her yerinden bu kuleyi görebiliyorsunuz. Bir ara sokaktan, geçtiğiniz bir köprüden, oturduğunuz bir parktan veya gezdiğiniz bir caddeden… Bence her yerden kuleyi takip edebilir ve ulaşabilirsiniz.

Bu fotoğrafı bilmediğim bu şehrin sokaklarında keşif amaçlı Eiffel’e doğru yürürken yine bilmediğim bir köprüde çekildim. Bu his çok tuhaf. Bilmediğim şehir, bilmediğim sokaklar, ulaşılamaz olan yurt dışına kapalı bir telefon ve önemsemediğim bir saat dilimi… Bu deneyimi tatmalısınız. Sosyal medyayı, saati, gittiğiniz yolun sonunu düşünmeden bir gün geçirin, işte bu özgürlük… Bu saatlerden birkaç hatıra fotoğrafı almayı da unutmayın, ama abartıda olmasın 🙂

Eiffel diyorduk;bu kule ilk yapıldığında Parisliler tarafından sevilmemiş fakat şuan da buranın simgesi halinde. Kuleye çıkarak şehrin manzarasını izleyebilirsiniz, her bütçeye göre kat seçmek mümkün. Biletlerin internetten alınmasının daha avantajlı olduğu söyleniyor, hem de size zamandan tasarruf ettiriyor. Bunlar seyahatlerin en önemli faktörü değil mi 🙂

Peki Eyfel Kulesi anlatıldığı gibi mi, yoksa biz onu gözümüzde çok mu büyüttük.

Bana sorarsanız; yukarıda da yazdığım gibi, evet her yerden gözüküyor ve bu görüntü gerçekten muhteşem.

Fakat; tam konumuna geldiğinizde böylesine turistik bir bölgenin böylesine bakımsız olduğuna inanamazsınız. Hep mi öyle bilemiyorum fakat ben karşılaştığım manzaraya çok şaşırmıştım.

Ama gidin; Şanzelize Caddesinden başlayarak sokaklarında yürüyün. Her sokaktan Eyfel’i izleyin. Bu şekilde karşılaşacağınız manzaralar gerçekten daha etkileyici.

Şimdi ismini geçirmişken atlamadan buradan devam edelim. Şanzelize, kimilerine göre cennetin yeri, kimilerine göre gösterişin…

Dünya’nın en lüks caddelerinden biri. Gezi rotası için Zafer Takı- Arc de Triomphe’den başlayabilirsiniz. İki kilometrelik bir gezi parkuru sizi bekliyor olacak.

Zafer Takı

Parisliler bu caddeyi sadece turistlerin rağbet ettiği bir cadde olarak görüyor. Bizde turist olduğumuza göre İstanbul’da Sultanahmet’i, Ayasofya’yı görmeden dönmeyeceğimiz gibi burada da Şanzelize’yi görmeden dönmeyiz  🙂

Lüks restoranlar, kafeler, mağazalarla dolu bir rota burası. Oldukça da hareketli haliyle. Bu bölgede ulaşım için hesaplı bir alternatif olan bisiklet taksiler yer alıyor. Yani hem hesaplı, hem de sıradışı 🙂

Şimdi son olarak benim burada beklediğim gibi bulduğum ve sevdiğim bir yere geldik, Musee du Louvre.

Tam anlamıyla gezmenin günler alacağı müzenin en popüler eseri Mona Lisa tablosu. Uzunca bir kuyruk beklemeye kendinizi hazırlayın derim, ne de olsa dünyanın en ünlü tablolarından birini göreceksiniz.

Musee du Louvre

 

Müze yedi bölümden meydana geliyor. Bu piramit ise en son eklenen ek kısmı. Metro ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Burayı ziyaret ettikten sonra Şanzelize’ye yürümenizi öneririm. Mesafe biraz uzun ama güzergahta hoşunuza gidebilecek dükkanlar ve kafeler bulunuyor. Oturmaya gelmedik değil mi 🙂

Ben Paris’te kısa süre kaldığım için benim görebildiğim ve deneyimlediklerim bu kadar maalesef. Beklediğimi buldum mu, tam emin değilim. Yeniden gidilecekler arasında önceliğim değil fakat bir daha gitmek istersem sadece daha fazla sokağını, özellikle az bilinen yerlerini gezmek ve insanlarıyla muhabbet etmek isterim.

Benden bu kadar, umarım sizin daha güzel deneyimleriniz olur ve beklediğinizi bulursunuz. Yorumlarınızı bekliyorum 🙂

PAYLAŞ
Önceki İçerikİtalya’nın Klasik Turlarını Unutun: Emilia Romagna Gezisi – İlk durak: Ferrara
Sonraki İçerikSiem Reap’te Hayatla İlgili Farkına Vardığım 4 Şey
Gaye Dilara Çevik
Merhaba. Üniversite öğrencisiyim. İkinci senemde sosyal sorumluluk projelerine katılarak edindiğim çevre ile bakış açım çok değişti. Hep meraklı ve aktif olmayı seven biriydim. Üniversite dönemimi de iyi değerlendirmem gerektiğini düşünerek yurt dışı projelerini araştırmaya başladım, hayal etmenin gücüne çok inanırım. Hayal ettim, çabaladım, etrafımdaki tüm engellere rağmen bunları aşarak 15 Avrupa şehri gezme fırsatı buldum. Şimdilerde en büyük hayalim seyahatlerime uyarlayabileceğim sosyal sorumluluk projelerine katılmak, geliştirmek...

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here